Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi




İletişim: 0 530 313 24 68
Hafta içi 10:00 - 16:00
profdrsyucel@gmail.com

Böbrek Taşları

Ülkemiz böbrek taşları açısından oldukça riskli bir bölgede yer almaktadır. Ülkemizin de yer aldığı coğrafik alan dünyadaki taş kuşağı adı verilen bir bölgedir. Dolayısı ile ülkemizde yaklaşık %10 nüfus hayatının bir döneminde taş şikayeti yaşamaktadır.

Taş şikayeti genellikle hastaların şiddetli yan ağrısı ile Acil Servislere başvurmasında anlaşılır. Çocuklarda ise kilo alamama, karın ağrıları ve idrar yolu enfeksiyonları gibi belirtiler verir.

Taş hastalıklarının tedavisi ikiye ayrılır. İlk tedavi taşa yönelik olan taş kırma, endoskopik tedavi ya da açık taş operasyonlarıdır.

Taş kırma 2 cm ve altındaki taşlar için ilk tedavi olmalıdır. Taş kırma esnasında hasta bir masaya yatırılır ve hafif ağrı kesiciler verilerek hasta uyanıkken makinanın oluşturduğu şok dalgaları ile taş kırma uygulanır. Taş kırma işlemi hamilelerde, kanama bozukluğu olanlarda, ciddi kan sulandırıcı tedavi alanlarda, büyük damarlarda anevrizma denen baloncukları olanlarda yapılmamalıdır. İşlem sonrası bir kaç gün ağrılı ve kanlı işeme olabilir.

Çocuklarda yapılan taş kırma özelliklidir ve bu konuda tecrübeli merkezlerce uygulanmalıdır. İşlem çocuk uyutularak yapılmalıdır. Erişkinlere göre çocuklarda taş kırmanın etkinliği çok daha yüksektir.

Endoskopik olarak yani idrar yolundan girilerek ya da böbrek üzerinden ince bir delik açılıp buradan taşın alınması da mümkündür. Üreteroskopik ya da perkütan taş operasyonu olarak adlandırılan bu işlemler ülkemizde artık yaygın olarak yapılmaktadır. Hastanede yatış süresi 1-3 arasında değişmektedir.

Taş nedeniyle açık ameliyatların yapılması teknoloji ilerlediği için artık oldukça nadirdir. Taş yükünün endoskopik olarak alınamayacak derecede çok olması veya hastanın ek başka hastalıkları nedeniyle endoskopik cerrahinin uygun olmaması durumunda açık operasyonlar yapılır.

Tedavinin ikinci kısmı taşın nedeninin araştırılması ve ek tedavinin gerekirse verilmesidir. Taş nedeni özellikle çocuklarda, kadınlarda, birden fazla kez taş düşürenlerde yapılmalıdır. Ailesinde taş hastalığı olanlarında mutlaka kendilerini düzenli aralıklarla üroloji doktorlarına giderek kontrol ettirmeleri gereklidir.

Önce taşın kimyasal içereği eğer taş düşürüldükten sonra yakalanmış ise yapılmalıdır ve taşlar alındıktan sonra 24 saat biriktirilen idrar ve alınan kan testleri ile bazı risk faktörleri araştırılabilir.

En sık görülen anormallik idrarda kalsiyum fazlalığı ve sitrat düşüklüğüdür. Sitrat düşüklüğünün tedavisi bazı ilaçlar ile mümkündür. Taşınızın kimyasal yapısı ve idrar ve kan testleri ile ölçülen risk faktörlerinize göre hangi tedaviye uygun olduğunuzu üroloji hekiminizden öğrenebilirsiniz.

Böbrek taşlarından korunmanın alternatif yöntemleri:

  • Almış olduğunuz sıvının 2500 ml üzerinde olmasına dikkat edilmesi
  • Özellikle yaz aylarında işenen idrarın sarı değil beyaz renkli olmasının sağlanması (alınan sıvının arttırılması ile)
  • Şok diet tedavilerinden uzak durulması
  • Alınan proteinin kısıtlanması
  • Yüksek şeker içeren gıdalardan uzak durulması
  • Gazlı içeceklerden uzak kalınması
  • Süt ve süt ürünlerinin sanılanın aksine tamamen yasaklanması yerine normal miktarlarında alınmasının devam edilmesi
  • Vejetaryen beslenen kişilerde çilek, ıspanak gibi okzalattan fazla zengin olan gıdaların alımında aşırıya kaçılmaması
  • Günde iki-üç bardak limonata içilmesi